üniversite kursu ankara






ekten pükten, öksüze kaftan deyimi


(1) artmış kumaş parçaları birbirine eklenerek yapılmış yoksulca giysi. (2) bir gereksinimi iyi kötü karşılayabilecek biçimde, kırık dökük eşya ile ortaya konulmuş şey.









Son Sorgulanan Deyimler

Deyim

Anlamı

(1) artmış kumaş parçaları birbirine eklenerek yapılmış yoksulca giysi. (2) bir gereksinimi iyi kötü karşılayabilecek biçimde, kırık dökük eşya ile ortaya konulmuş şey.

kötülük edemeyecek bir duruma getirmek, örnek: Bunu yapan adamın dişini sökerler.

her konuda kendini öne sürmek, her şeyi kendi düşüncesine uydurmak isteği, kendini herkesten üstün görme.

(1) parçalanmış, hırpalanmış, kötü durumda olmak, sağlam bir yanı bulunmamak. (2) değersizleşmek, işe yaramazlaşmak, güvenilmezleşmek.

her zaman var olmak, sürekli bulunmak, eksilmemek. örnek: Sıkıntımız eksilmek bilmiyor.

(1) kötü davranmak, yerinde davranmamak, örnek: Bunu söylemekle fena etti. (2) (birini) kötü bir duruma düşürmek, örnek: İçki beni fena eder. (3) (birini) hırpalamak, dövmek, örnek: Onu fena etmişler.

(1) çok büyüklenmek, çok kibirlenmek, pek böbürlenmek, kendini çok beğenmek. (2) çok öfkelenmek.

argo aptaldan da aptal, avanağın avanağı, çok bön.

birini, hoşuna gidecek bir sözle ya da bir söz vermeyle oyalamak. örnek: Onun ağzına bir parmak bal çalmak işi yoluna koyar.

başkasmın yönetimi altına girmek zorunda kalmak, örnek: Bir kez dizginleri ele vermişti, kurtulamıyordu.

büyük bir sevinç yaşamak, çok sevinmek.

 Tehlikeye, saldırıya en yakın yerde olmak.

Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024

Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.
anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.